Yenidoğan bebeklerin birçok hareketinin aslında birer refleks olduğunu biliyor muydunuz? Temel yenidoğan bebek refleksleri ve bu reflekslerin bebeğin büyüme sürecindeki rollerini gelin birlikte tanıyalım!
Yenidoğan bebeğinizi kucağınıza aldığınızda adımlama hareketleri yapması çabuk yürüyeceği anlamına gelmiyor. Tıpkı minik elleriyle parmağınızı kavrama hareketini bilerek yapmadığı gibi… Şaşırtıcı olsa da bunlar yalnızca refleksif tepkilerden ibaret. Yenidoğan bebek refleksleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek için okumaya devam edin!
Yenidoğan refleksi, National Library of Medicine tarafından yayınlanan Primitive Reflexes adlı makaleye göre doğum sonrası erken çocuk gelişimi ve bu süreçte ortaya çıkan otomatik motor tepkiler olarak tanımlanıyor. Bebekler yeni tanıştıkları dünyaya adapte olma sürecini refleksler aracılığıyla daha kolay deneyimliyor. Bu refleksler zamanla yok olarak yerlerini istemli hareketlere bırakıyor.
American Board of Assessment Psychology tarafından yayınlanan Newborn Reflexes başlıklı makalede yenidoğan refleksinin bebeklerin beyin ve sinir sistemi gelişiminde kritik bir nokta olduğu belirtiliyor. Yenidoğan refleks testleri sayesinde bebeğin belirli uyaranlara uygun şekilde tepki verip vermediği kontrol edilerek gelişimi takip ediliyor.
Pediatr Neurology adlı dergide yayınlanan Primitive Reflexes and Postural Reactions in The Neurodevelopmental Examination başlıklı makaleye göre, yenidoğan bebeklerin motor fonksiyonlarını destekleyen ve yaşam adaptasyonunu artıran yenidoğan refleksleri ve bu reflekslerin meydana geldiği organlar aşağıdaki tabloda sıralanıyor:
Yenidoğan Refleksleri | |
---|---|
Moro Refleksi | Kol ve bacaklar |
Babinski Refleksi | Parmaklar |
Tonik Boyun Refleksi | Baş ve kollar |
Paraşüt Refleksi | Bacaklar |
Emme Refleksi | Ağız |
Yakalama Refleksi | Parmaklar |
Yürüme Refleksi | Ayaklar |
Gag ve Öksürme Refleksi | Ağız ve boğaz |
Basma – Adımlama Refleksi | Ayak tabanları |
Moro refleksi, bebeğin ani uyaranlara karşı kol ve bacaklarıyla gösterdiği istemsiz tepkileri ifade ediyor. Bu refleks yüksek bir ses, ani bir hareket veya düşme hissi gibi ani uyaranlar karşısında bebeğin başını geriye atıp kollarını ve bacaklarını açıp irkilmesi şeklinde görülüyor. Kısa süreli olan bu refleksin sonrasında bebek kollarını kendine sarılır gibi bir araya getiriyor. Bu refleks yaşandığında bebekte gözlerde açılma, ağlama ve huzursuzluk gibi belirtiler gözlemlenebiliyor.
Babinski refleksi, bebeğin ayağının orta kısmından topuğuna doğru hafifçe vurularak test edilen bir refleks türü. Bu müdahale sırasında bebeğin ayak parmaklarının dışarıya doğru açılması gerekiyor. Normal bir yetişkinde ise tam tersi olacak şekilde ayak parmakları içe doğru kıvrılıyor.
Bebeğin yatar pozisyondayken başını hangi tarafa çeviriyorsa istemsizce o yöndeki kolunu ve bacağını düz açması, tersi durumda ise kolu ve bacağını bükerek kapaması tonik boyun refleksi olarak adlandırılıyor. American Board of Assessment Psychology kaynağına göre tonik boyun refleksi bebeğin el-göz koordinasyonunun gelişmesine ve dizlerini itmeyi öğrenmesine yardımcı oluyor.
Paraşüt refleksi, bebek karın çevresinden tutulup baş aşağı düşebileceği bir pozisyona getirilerek test ediliyor. Bu esnada bebeğin ellerini istemsizce ileriye doğru uzatması gerekiyor. Bu hareket bir paraşütçünün yüksekten atlarken büründüğü şekle benzetildiği için paraşüt refleksi olarak adlandırılıyor.
Emme refleksi, bebeğin anne karnından itibaren başlayan ve beslenmesi açısından hayati önem taşıyan bir refleks türü. Bebekler bu refleks sayesinde annesinin memesini veya biberonu emmeyi başarıyor. Yenidoğanın ilk birkaç gününde emme refleksi zayıf olsa da bebek emmeye devam ettikçe bu refleks güçleniyor. Bebek 4 aylık olana kadar emme refleksiyle besleniyor, ardından istemli hareketlerle emmeye başlıyor.
Bebeğin el ve ayaklarına dokunulduğunda istemsiz olarak yakalama ve kavrama hareketinde bulunması yakalama refleksi olarak tanımlanıyor. Bu refleks doğuştan gelen bir savunma mekanizması olup bebeklerin nesneleri yakalama ve kavrama yeteneklerini geliştiriyor. Böylece bebeklerin çevreye uyum sağlaması daha kolay hale geliyor.
Yürüme refleksi, bebeğin ayakları yere değecek şekilde tutulduğu zaman verdiği adım tepkisini içeriyor. Bebeğin adım atar gibi sırayla ayaklarını kaldırdığı yürüme refleksi, bebeklerin motor becerilerinin gelişmesine ve ayağa kalkma sürecine adapte olmasına yardımcı oluyor.
Gag refleksi, bir cismin boğazın arka tarafına gitmesi gibi hassas bölgeye temas eden uyaranların varlığı sonucunda ortaya çıkan bir otomatik öğürme tepkisi. Gag refleksi sayesinde nefes borusuna yabancı bir cismin kaçması engelleniyor. Bu refleks bebeklerin çevreyi keşfetmeye başladığı dönemlerde sıklıkla aktive olabilir.
Öksürme refleksi ise genellikle solunum yollarında bir tıkanıklık olduğunda ortaya çıkan, balgam veya yabancı cisimleri dışarı atmaya yarayan doğal bir tepki. Bu refleks alt solunum yolunu temizleyerek solunum sistemini koruyor.
Infant Behavior and Development adlı dergide yayınlanan The Relationship between Physical Growth and A Newborn Reflex başlıklı araştırmaya göre basma – adımlama refleksi bebeklerin ayakları sert bir yüzeye değdiğinde ortaya çıkarak yürüme sürecine öncülük ediyor. Basma – adımlama refleksi bebeklerin kas kontrolünün ve ayakların koordine bir şekilde kullanma yeteneğinin geliştirilmesiyle karakterize ediliyor.
Yenidoğan bebeklerde gelişen refleksler genellikle doğumdan itibaren gelişerek belirli bir zaman sonra kayboluyor. Pediatr Neurology makaleye göre bebeklerde reflekslerin başlangıç ve sona erme zamanları aşağıda sıralanıyor:
Minik bireylerin dünyayla tanıştıkları andan itibaren sergiledikleri otomatik tepkiler bebek gelişiminde önemli roller üstleniyor. Örneğin;
Yenidoğan bebek bakımı hakkında daha fazla bilgi edinmek için Yenidoğan Bebek adlı kategorimize göz atabilirsiniz! |
*Bu sayfada yer alan açıklamalar, sağlık tavsiyesi ve uyarı niteliği taşımamakta olup sadece bilgi edinimi amaçlıdır. Yenidoğan bebek refleksleri ve sağlığı hakkında tanı ve tedavi için uzman bir hekime danışmanız gerekmektedir.
Kaynaklar;